Diyarbakır Sanat Merkezi
MUHTEMEL GELECEKLER: SANAT, KÜLTÜR VE SİYASET ALANINDA GÜNCEL TARTIŞMALAR
12 Kasım - 17 Aralık 2021
Mekân: DiyarbakırSanatMerkezi YouTube Kanalı

Diyarbakır Sanat Merkezi’nin alandaki deneyimini sanat ve siyaset odağında yer alan tartışmalarla ilişkilendirerek değerlendirmeyi amaçlayan Muhtemel Gelecekler: Sanat, Kültür ve Siyaset Alanında Güncel Tartışmalar programı çevrimiçi bir konuşma ve seminer dizisi olarak tasarlandı. Dünyanın karşı karşıya olduğu aciliyetler ve krizleri tarihten sanata, toplumsal kuramdan edebiyata birçok farklı alandan beslenen düşünsel kanallarla tartışmaya açmayı planlayan çevrimiçi program, herkese açık bir açılış ve kapanış etkinliğinin yanı sıra katılımcıların açık çağrı yoluyla belirleneceği dört kapalı seminerden oluştu. Geleceği, bugünden ve geçmişten kuran bir perspektifle hakikat, eşitlik, adalet gibi kavramları tartışmaya açan, dünyaya bakıştaki insan merkezliliği tekrar düşünmeye sevk eden, sanata güncel tartışmaların izdüşümü ile bakmanın imkânlarını arayan sorular etrafında geliştirilen program, günümüze dair taze ve yeni bakış açıları üretebilmeyi amaçladı. Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından yürütülen Muhtemel Gelecekler, Sanat, Kültür ve Siyaset Alanında Güncel Tartışmalar Programı, Anadolu Kültür işbirliği ve Türkiye Fransız Kültür Merkezi desteğiyle gerçekleşti. Açılış ve kapanış etkinlikleri ile seminer özetleri Diyarbakır Sanat Merkezi’nin youtube kanalı aracılığıyla izleyicilerle buluştu.

Muhtemel Gelecekler Kitapcik

Açılış: Felaket, Korku, Umut: Distopyadan Ütopyaya Muhtemel Gelecekler
Bu konuşmada Evren Balta ve Tanıl Bora programın genel çerçevesini açımlayan bazı sorular üzerinden kapsamlı bir tartışma yürüttüler: “Bugün uzun, çok geniş ölçekli ve bütün insanlığı tehdit eden yapısal bir krizin içinde. Karşı karşıya bulunduğumuz gelecek; kaynakların tükendiği, çatışmaların olağanlaştığı, türlerin yok olduğu, doğal afetlerin tarih boyunca görülmemiş oranlarda arttığı bir gelecek. Demokrasinin bir ortaklık anlatısı olarak gücünü yitirdiği, kurumların temsil yeteneğinin aşındığı, ekonominin yeniden dağıtım özelliğini radikal bir biçimde kaybettiği, sınırlar arasında ve sınırların içindeki eşitsizliğin giderek arttığı, toplumsal kutuplaşmanın ve nefretin büyüdüğü bir krizle karşı karşıyayız. Böylesi bir dünyada ahlaki hayal gücümüzü insan eyleminin ve yaratısının dehşetini kavrayabilecek düzeyde nasıl geliştirebiliriz? Bu zamanın izdüşümü olan felaket, korku ve umut duyguları nelerden besleniyor ve ne tür farklı kesişimsellikler yaratıyor? Bizi bekleyen muhtemel geleceği (gelecekleri) nasıl şimdinin içinde yeniden kurgulayabiliriz? Distopya ve felaket bugünde ise, gelecek umudun alanı olabilir mi?"

Konuşmacılar: Evren Balta, Tanıl Bora
Hakikat: Tarih, Özne, Adalet
Bu seminerde Ferda Keskin, felsefenin temel tartışma konularından biri olan hakikat kavramından hareket ederek, evrensel bir hakikat anlayışı ve ona tekabül eden evrensel bir adalet ile evrensel bir özneden oluşan geleneksel çerçevenin yerine hakikatin, adaletin ve öznenin tarihselliğinde temellenen yeni bir kavramsal çerçevenin getirebileceği imkânları tartıştı. Bu bağlamda, hakikat anlayışının tarihsel kırılma anlarında geçirdiği dönüşüm, hakikat anlayışı ile adalet ihtiyacı arasındaki ilişki, modern öznenin tarihsel olarak kuruluşu ve modern akıl ile rasyonalitenin radikal olarak sorgulanması gibi kritik anlar, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki siyasal gelişmelerin ışığında tartışmaya açıldı. Dünyanın karşı karşıya olduğu çoklu krizlerin gerçeğinde hakikat arayışının adalet ve eşitlik talepleriyle ilişkisini örneklerle ele alan seminerde, hakikati aramanın yollarından biri olarak sanatın çeşitli anlarda bu soruları nasıl çoğalttığına ve hakikat sonrasına dair izlenimlere de yer verildi.

Antroposen: Kavramlar, Kaygılar, İmkânlar
Sibel Yardımcı’nın yürüttüğü bu seminer üç ana bölümden oluşuyordu. İlk bölüm antroposen kavramı ve bu kavrama yöneltilen eleştiriler etrafında şekillendi; bu bağlamda insan-merkezli ve/ya insan-doğa ikiliği içinden düşünmenin sınırlılıkları üzerinde duruldu. İkinci bölümde bu bağlamda isimleri öne çıkan Donna Haraway ve Anna Tsing’in zaman içinde geliştirdikleri farklı kavram kümeleri ve araştırma yaklaşımları özetlendi, bu kavram ve yaklaşımların imkânları üzerinde duruldu. Son bölümde ise, ekolojik kaygı, ekolojik yas ve ekolojik adalet tartışıldı. Böylece içinde yaşadığımız durumun temellendiği ve (yeniden) ürettiği yıkımlar ve eşitsizliklere dikkat çekilirken, aynı zamanda “belayla kalmak” (Haraway), “kapitalizmin yıkıntılarında yaşamak” (Tsing) imkânı sorgulandı.

Konuşmacılar: Sibel Yardımcı
İnsan Merkezliliği Filmlerle Yeniden Düşünmek: Hayvanlarla Karşılaşmalar, Başka Görme Biçimleri
Bu seminerde Özlem Güçlü, sinemada hayvanların ve insan-hayvan ilişkisinin temsilini, anlatısal ve biçimsel tercihlerle filmsel alanın düzenlenişini, insan ve insani olanın istisnailiğini yeniden üretmenin ötesinde tahayyül etme olanaklarına odaklandı. Seminer, sosyal ve beşeri bilimlerin içinden geçtiği “insan-sonrası dönemecin” düşüncenin imajını derinden dönüştürmesinden hareketle ve film çalışmalarının “hayvan dönemecinde” ürettiği farklı kavram, dikkat ve tartışmalara referanslarla ilerledi. Film hayvanlarıyla karşılaşmalarımızı kuşatan alışılageldik insan merkezli normatif temsil rejimini sekteye uğratan ya da sorunsallaştıran, daha adil başka görme biçimleri ve izleyici pozisyonları üretmeyi deneyen, araştıran, icat eden farklı örnekler üzerinde duruldu, bu örneklerin açığa çıkardığı imkânlar tartışıldı. Böylelikle, tüm şedit sonuçlarıyla kendini hayvanların “hakikati” olarak ortaya koyan insan merkezli “hakim kurmacayı” (Rancière) hem yeniden üretmede hem ters yüz etmede filmlerin potansiyeline, sinemanın sadece görme biçimleriyle değil yaşama biçimleriyle de sıkı sıkıya bağlı olduğuna (Pick) dikkat çekildi.

Konuşmacılar: Özlem Güçlü
Dünyada ve Türkiye'de Siyaset ile Sanat İlişkisi: 1945 Sonrasından Bugüne Temel Dönüşümler
Seminer dizisinin bu son modülünde, Erden Kosova II. Dünya Savaşı sonrasındaki siyasi harita üzerinde beliren sanatsal konumlardan yola çıkarak, daha sonra 60'lı yılların sonunda oluşan neo-avangard ve kavramsalcı akımların politik karakterleri üzerinde durdu. 90'lı yıllardan itibaren Batı-egemen sanat anlatısının çözülmesi, sanat pratiklerinin mekânsallaşması, disiplinler arası etkileşimin yoğunlaşması, ''güncel sanat''ın ayrı bir alan olarak tariflenmesi, sanattaki maddisizleşme eğiliminin ''akademik ve eğitsel dönemeçler''e doğru evrilmesi gibi konuların işlenmesinin ardından, kurumsallaşma-ticarileşme dinamiklerinin güçlenmesiyle birlikte ortaya çıkan sorunlar üzerinde duruldu. Daha sonra, aynı kronolojik akışın Türkiye bağlamında nasıl şekil aldığı sorusuna yanıt arandı ve modül, katılımcılarla yapılan tartışma ile sona erdi.

Konuşmacılar: Erden Kosova
Kapanış: Gelecek Hemen Şimdi: Somut Ütopyalar Aracılığıyla Muhtemel Geleceklere Bakmak
Bu konuşmada Bengi Akbulut ve Zeynep Kadirbeyoğlu muhtemel geleceklerin karanlık tasarımına dair ön kabulleri sorgulayan bazı düşünceler ve sorularla hayalgücünü harekete geçirmeye yönelik bir tartışma yürüttüler: “Bugünün iç içe geçmiş krizleri arasında en sinsi ve belki de en tehlikeli olanı (siyasal) tahayyülün iflası. Birlikte yaşamaya dair bildiğimiz anlatıların, alışıldık kurumların işlemez olduğu bir zamanda, bu anlatı ve kurumların yerine neyin konulabileceğine dair bilinmezlik, içinde olduğumuz felaket ve korku iklimini katmerli bir hale getiriyor. Zira bugünün krizleri tam da muhalif tarih ve tecrübeleri görünmez kılabilme halinden besleniyor. Umudun alanı aslında şimdi ve burada kuruluyorsa, umudun siyasetinin ufkunu var olandan hareketle düşünebilir miyiz? Mevcut tahayyül ve pratiklerin açtığı olasılıkları, kurguladıkları ucu açık gelecekleri tartışmanın yolu ne olmalı? Bugünden bakarak muhtemel geleceklere dair kolektif hayal gücünü kışkırtmanın imkânı var mı?”

Konuşmacılar: Bengi Akbulut , Zeynep Kadirbeyoğlu